MEDİKALCRM’İN KURUCUSU SELİN CANKURT: “TÜRKİYE, SAĞLIK TURİZMİNDE ÇOK DAHA BÜYÜK BİR İVME KAZANACAK.”
MedikalCRM’in kurucusu Selin Cankurt ile Türkiye’de Sağlık Turizminin konumu, Dijitalleşmenin sağlık turizmine etkisi ve MedikalCRM’in faaliyetleri hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. GM Muhabiri Merve Toros’a konuşan Selin Cankurt, “Türkiye, sağlık turizminde çok daha büyük bir ivme kazanacak.” ifadelerini kullandı.
Merhaba Selin Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Selin Cankurt. Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum ve bir sağlık turizmi süreç yönetim programı olan MedikalCRM’in kurucusuyum. Antalya Organize Sanayi Bölgesi Teknokent’te bulunan şirketimde, sağlık turizmi alanında dijital çözümler geliştirerek hasta yönetimi, operasyonel süreçler ve uluslararası hasta deneyimini iyileştirmeye odaklanıyorum. Kadın girişimci olarak, özellikle dijitalleşme sürecinin sağlık turizmi sektöründe yarattığı değişimi yönlendirme konusunda büyük bir heyecan duyuyorum.
Türkiye, sağlık turizmi alanında son yıllarda büyük bir atılım yaptı. Sizce Türkiye’yi bu alanda öne çıkaran faktörler neler?
Türkiye, coğrafi konumu, kaliteli sağlık hizmetleri ve rekabetçi fiyatlarıyla sağlık turizminde cazip bir destinasyon haline geldi. Alanında uzman hekimlerimiz ve ileri teknolojiyle donatılmış hastanelerimiz, yabancı hastalar için Türkiye’yi önemli bir seçenek haline getiriyor.
Türkiye’ye en çok hangi ülkelerden sağlık turizmi amacıyla gelen hastalar oluyor ve özellikle tercih edilen bir sağlık hizmeti var mı?
Ortadoğu, Avrupa ve Balkan ülkelerinden yoğun ilgi görülüyor. Özellikle saç ekimi, estetik cerrahi ve diş tedavileri Türkiye’nin sağlık turizminde en çok tercih edilen sağlık hizmetleri arasında yer alıyor.
Sağlık Turizminin popülerliği ile birlikte birçok kişi bu alana yönelmeye başladı. Farklı sektörlerden sağlık turizmine geçiş yapanların sayısı da dikkat çekiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Sağlık turizmi gerçekten büyük bir potansiyel barındırıyor ve bu ilgi doğal. Ancak her sektörden bilinçsiz bir şekilde bu alana giriş yapmak, kaliteyi ve hasta güvenliğini riske atabilir. Sağlık sektörü, ciddi bilgi birikimi ve deneyim gerektiren bir alan. Bu yüzden sadece ticari kaygılarla sağlık turizmine yönelen kişilerin uzun vadede başarılı olamayacağını düşünüyorum. Sağlık turizminin sürdürülebilir olması için, bu alana girecek kişilerin mutlaka sağlık hizmetleri konusunda uzman kişilerle çalışması ve yasal gerekliliklere tam anlamıyla uyum sağlaması gerekiyor.
Deneyimi olmayan kişilerin sektöre girmesi bazı açılardan rekabeti artırarak pazarı genişletebilir, ancak sağlık turizmi hasta güvenliği ve etik kurallar açısından hassas bir alan. Medikal altyapıya ve hasta yönetimi süreçlerine hâkim olmayan kişilerin sektöre dahil olması, hasta mağduriyetlerine ve uluslararası güven kaybına yol açabilir. Bu da hem Türkiye’nin sağlık turizmi imajına zarar verebilir hem de sektörün uzun vadeli büyümesini olumsuz etkileyebilir.
Sağlık Turizmi birçok farklı süreçten oluşuyor, bize bu süreçler hakkında bilgi verir misiniz?
Elbette. Sağlık turizmi, hastanın tedavi öncesinden başlayan ve taburcu olduktan sonra da devam eden bir süreç. Sağlık turizmi süreçleri hastanın Türkiye’ye gelişinden, konaklamasına, ulaşımına, tedavisine ve ülkesine döndükten sonra takip edilmesine kadar birçok aşamayı içeriyor. Bu sürecin iyi yönetilmesi hem hasta memnuniyetini artırıyor hem de Türkiye’nin sağlık turizmindeki itibarını güçlendiriyor.
Hasta yönetimi sürecinde karşılaşılan en büyük zorluklar neler?
En büyük zorluklardan biri, hasta ve sağlık kuruluşu arasındaki iletişimin doğru ve kesintisiz sağlanması. Hastanın taleplerinin eksiksiz anlaşılması, randevuların düzenlenmesi ve tedavi sonrası takibin yapılması kritik noktalar. Aynı zamanda farklı ülkelerden gelen hastalar için dil bariyeri de büyük bir konu. Bu nedenle profesyonel hasta koordinatörleri ve dijital sistemler büyük önem taşıyor.
Dijitalleşmenin sağlık turizmine nasıl bir etkisi var?
Dijitalleşme, hasta yönetimini çok daha verimli hale getiriyor. Örneğin, sağlık turizmi süreçlerini yöneten entegre sistemler sayesinde hastaların tüm talepleri tek bir platform üzerinden takip edilebiliyor. Böylece hem hastalar hem de sağlık kuruluşları için zaman ve iş gücü kaybı önlenmiş oluyor. Aynı zamanda MedikalCRM’in kurucusu olarak, dijital çözümlerin hasta memnuniyetini artırmada ve operasyonel süreçleri optimize etmede kritik bir role sahip olduğunu söyleyebilirim.
MedikalCRM olarak bu konuda geliştirdiğiniz çözümleri detaylandırabilir misiniz?
Elbette. MedikalCRM, sağlık turizmi süreçlerini daha verimli hale getirmek için geliştirilen bir yazılım. Facebook, Whatsapp, Website gibi farklı platformlardan gelen tüm hasta talepleri tek bir ekran üzerinden takip edilebiliyor. Hasta taleplerini, randevu süreçlerini ve tedavi sonrası hasta takibini tek bir platformda birleştirerek sağlık kuruluşlarının iş yükünü azaltıyor. Aynı zamanda hastaların memnuniyetini artıran bir sistem olarak, süreci şeffaf ve düzenli hale getiriyor. Buradaki temel amaç, hasta ve sağlık kuruluşları arasındaki koordinasyonu en iyi şekilde sağlamak ve süreçte herhangi bir aksaklık yaşanmasının önüne geçmek.
Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin sağlık turizmi alanındaki geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye, sağlık turizminde çok daha büyük bir ivme kazanacak. Özellikle devlet destekleri, sağlık yatırımları ve uluslararası pazarlama stratejileri bu alanı güçlendiriyor. Teknolojinin entegrasyonu ve hasta yönetiminde dijital çözümlerin kullanımı arttıkça, Türkiye’nin küresel sağlık turizmindeki payı daha da büyüyecek.
Çok değerli bilgiler paylaştınız, teşekkür ederiz. Son olarak sağlık turizmi sektörüne girmek isteyenler için önerilerinizi alabilir miyiz?
Ben teşekkür ederim. Öncelikle sağlık sektörüne özgü regülasyonları, hasta haklarını ve medikal süreçleri çok iyi anlamaları gerekiyor. Alanında uzman doktorlar, sağlık yöneticileri ve hasta koordinatörleriyle çalışarak doğru bir ekip kurmaları şart. Ayrıca, sağlık turizmi alanında faaliyet gösterecek firmaların belirli sertifikalara ve yetki belgelerine sahip olması gerekiyor. Bu noktada, sektörün sadece ticari bir girişim olarak görülmemesi, hasta memnuniyetine ve güvenliğine öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyorum.