RESTORAN ŞEFİ AHMET TAŞAR: 'GÜNEŞTEN GÜÇ ALANLAR - TURİZMDE 20 YIL VE KRİZDEN ÖĞRENMEK'
GM Turizm ve Yönetim Dergisi olarak, sektör profesyonellerinin görüşlerine her zaman değer veriyoruz. Bu kapsamda, turizmde 20 yıllık deneyimiyle öne çıkan restoran şefi Ahmet Taşar, bizlerle kaleme aldığı kişisel yazısını paylaştı. Turizmde eğitim, krizlerden öğrenmek ve sürdürülebilirlik üzerine önemli bir bakış açısı sunan yazıyı, yazarının kaleminden aktarıyoruz.
20 yıllık turizm kariyerimin bana kazandırdığı deneyimle biliyorum ki; nitelikli hizmetin temelinde yalnızca bilgi değil, aynı zamanda içselleştirilmiş bir kurum vizyonu yatar. Yıllar içinde öğrendiğim en önemli şeylerden biri, güçlü bir hizmet kültürünün ancak öğrenmeye ve gelişime açık çalışanlarla mümkün olduğudur. Eğitim, turizm sektöründe yalnızca başlangıç noktası değil, aynı zamanda sürekliliği sağlayan en temel yapı taşıdır.
Eğitmenlerden aldığımız eğitimlerden önce, okullarda edindiğimiz bilgilerin temelinde aslında kültürler arası bağların güçlendirilmesi ve zorlu koşullarda bile sağlıklı iletişim enerjisinin kurulması hedeflenirdi.
Hatırlıyorum…
2006 yılı öncesinde Toroslar’ın kırsal kesimlerinde yaşam oldukça zordu. Elektrik çoğu eve ulaşmıyor, radyo bile cızırtılı seslerle zar zor duyuluyordu. Telefonla konuşmak için kilometrelerce yürüyüp sinyal alınan bir tepeye çıkmak gerekirdi. O zamanlar hep düşünürdüm: “Bu bölgelere elektrik ne zaman gelecek?”
Yıllar sonra meslek hayatıma başladıktan sonra tekrar bu bölgeyi ziyaret ettiğimde karşılaştığım manzara beni derinden etkiledi. İnsanlar güneş panelleriyle kendi enerjilerini üretmeye başlamış, evlerine televizyon, buzdolabı ve diğer elektrikli eşyaları getirmişlerdi. Güneşten habersiz bir coğrafyada, güneşin enerjisini bulmuşlardı. Çözümü dışarıda aramamış, kendi elleriyle üretmişlerdi.
Bu tablo, bana çalıştığım sektörü düşündürdü.
Turizm sektörü de son yıllarda birçok krizle karşılaştı. 2016’da yaşanan uluslararası gerginlikler, 2020’de tüm dünyayı etkileyen pandemi ve ardından 2022’deki savaş süreci… Her biri sektörü durma noktasına getirdi. Tıpkı Toroslar’daki insanlar gibi biz de zorlandık. Kaynak aradık, çözüm üretmeye çalıştık. Birçok meslektaşımız sektörden ayrıldı, kalanlar ise hâlâ bu travmaların izlerini taşıyor.
Peki biz ne yapmalıyız?
Toroslar’da güneşten enerji üreten insanlar gibi biz de kendi iç enerjimizi açığa çıkarmalıyız. Değerlere değer katarak, bireysel sorumluluklarımızı kolektif bir bilince dönüştürmeliyiz. “Ben” dilinden “biz” diline geçmeli, ekip ruhunu taşımalı ve yaşatmalıyız. Sevgiyle beslenen sürdürülebilir bir iç enerji ile sürdürülebilir turizmin temellerini birlikte atmalıyız.
Bu güzel havaların size de eşlik etmesine izin verin. Unutmayın, okyanus o kadar derindir ki bazen düşüncelerinizle balıklara bile eşlik edebilirsiniz.
Tüm turizm paydaşlarına sevgi ve dayanışmayla…
Ahmet Taşar
Restoran Şefi
