
Turizm sektörünün deneyimli isimlerinden Salih Çene ile 2025 yılına dair beklentilerini ve sektörün karşılaştığı temel sorunları konuştuk.
“2025 yılı turizm açısından umut verici, ancak belirsizlikler devam ediyor”
– Salih Bey, 2025 yılı turizm sektörü açısından nasıl geçecek? Genel bir değerlendirme alabilir miyiz?
Bu oldukça geniş bir soru, ancak genel görünüm olumlu diyebilirim. Katıldığımız fuarlardan aldığımız geri bildirimler, 2025’in turizm açısından iyi geçeceğine işaret ediyor. Ancak, sektörü etkileyen küresel ve bölgesel belirsizlikler hala sürüyor.
Bir yanda Suriye’deki gelişmeler, diğer yanda Rusya-Ukrayna savaşı gibi jeopolitik riskler var. Ayrıca, Trump’ın ABD’de yeniden başkanlık koltuğuna oturması, onun politikalarının bölgemize nasıl yansıyacağını belirsiz kılıyor. Eğer büyük bir siyasi veya ekonomik kriz yaşanmazsa, özellikle Antalya bölgesi açısından 2025’in başarılı bir sezon olacağını öngörüyorum.
“Döviz kuru baskısı Türkiye’yi pahalı bir destinasyon haline getiriyor”
– Kur sorunu sektörde en çok konuşulan konuların başında geliyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
Evet, döviz kuru şu anda turizm sektörünün en büyük sorunlarından biri haline geldi. Kurun baskılanması, Türkiye’yi giderek daha pahalı bir destinasyon haline getiriyor. Maliyetler hızla artarken, döviz kurunun serbest bırakılmaması fiyatları yukarı çekiyor ve rekabet gücümüzü azaltıyor.
Eskiden operatörlerle %3-%5’lik fiyat artışları için pazarlık yapardık. Şimdi ise yıllık %20-%30 oranında zam yapmak kaçınılmaz hale geldi. Bu da Türkiye’yi rekabet açısından zor bir noktaya sürüklüyor.
“Turizmin en büyük sorunu planlama eksikliği ve kalifiye eleman sıkıntısı”
– Peki, kur dışında turizmin en büyük sorunu sizce nedir? Çözüm önerileriniz var mı?
Bence turizmin en büyük sorunu, planlama eksikliği. Turizm, uzun vadeli ve stratejik olarak yönetilmesi gereken bir sektör. Ancak zaman içinde kontrolsüz bir yatak kapasitesi artışı yaşandı. Yeni tahsisler ve düzensiz yatırımlar nedeniyle bazı bölgelerde yataklar dolup taşarken, bazı yerlerde ciddi boşluklar oluşuyor.
Diğer önemli sorun ise kalifiye eleman eksikliği. Yıllar içinde turizm eğitimi veren okul ve fakültelerin sayısı arttı, ancak mezun olanların çok azı sektörde kalıyor. Eskiden mezunların yaklaşık %40’ı turizm sektöründe çalışırken, bu oran günümüzde %10-15 seviyelerine düştü.
Bunun en büyük nedenlerinden biri, ücretlerin yetersizliği ve sezonluk istihdam politikaları. Çalışanlar, sezon sonunda işsiz kalma riskine karşı farklı sektörlere yöneliyor. Eğer turizmde sürdürülebilir istihdam sağlanabilirse, kalifiye iş gücü kaybı önlenebilir.
“12 ay sürdürülebilir turizm mümkün, ancak her bölge için farklı modeller gerekli”
– Son olarak, 12 ay boyunca sürdürülebilir turizm mümkün mü? Sizce nasıl sağlanabilir?
Elbette mümkün, ancak mevcut yatak kapasitesinin tamamını 12 ay boyunca doldurmak çok zor. Belek, bunun en başarılı örneklerinden biri. Golf ve futbol gibi spor turizmi yatırımları sayesinde Belek, yılın 12 ayı boyunca turist ağırlayabiliyor. Aynı şekilde sağlık turizmi de sezonu uzatmada büyük bir potansiyele sahip.
Ancak bu modeli her bölgeye uyarlamak kolay değil. Örneğin, Kundu bölgesi Belek’e kıyasla daha dezavantajlı bir konumda. Yine de spor, sağlık ve kongre turizmi gibi alternatif turizm türlerine daha fazla yatırım yaparak sezonu uzatmak mümkün.
Etiketler