HOTEL TURQUOISE GENEL MÜDÜRÜ HAKAN DURAN:“BU MESLEK SEVGİ, BARIŞ VE KARDEŞLİKTİR”
Antalya’da 40 yıla yaklaşan bir kariyerle turizmin her kademesinde görev almış, sektöre katkılarıyla tanınan bir isim: Hakan Duran. Mimarlık eğitimi sonrası başladığı meslek hayatını sonradan turizmle buluşturan Duran, bugün Hotel Turquoise’in Genel Müdürü olarak sektöre yön veren isimlerden biri. GM Dergisi için gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda; kariyer yolculuğunu, sektöre dair gözlemlerini ve genç turizmciler için mesajlarını paylaştı.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz Hakan Bey?
40 yıldır turizm sektöründeyim ama bu mesleğe akademik yoldan değil, sahadan geldim. Mimarlık eğitimi aldım. 1996’dan beri Antalya’dayım. Aşağı yukarı 20 yılım Belek bölgesindeki otellerde geçti. Son 6 yıldır da Hotel Turquoise’teyim. Şehir plancılığı ihtisasımla başladığım kariyerim, zaman içinde turizmle kesişti ve bu sektör benim için bir tutkuya dönüştü.
Turizm yolculuğunuz nasıl başladı?
1980’li yıllarda mimari ofisim vardı. O dönemlerde bir arkadaşım, Alman turistlerin Türkiye’ye olan ilgisinden söz etti. Küçük gruplar için sosyo-kültürel turlar düzenlemeye başladık. Örneğin, Almanya’dan gelen anaokulu öğretmenlerini İstanbul ve Ankara’daki okullarla buluşturuyorduk. Ya da üniversite mensuplarına Türkiye’nin sosyal ve ekonomik yapısını aktarıyorduk.
Bu etkileşim beni çok etkiledi. Mimaride projeler üretirken pek anlaşılmayan şehir plancılığı alanımdan çıkıp, insanlarla doğrudan temas halinde olduğum turizm dünyasına adım attım. 1985’te Marmaris’te bir otel teklifi aldım ve böylece sektörün içine tamamen girdim.
Gençlerin turizme ilgisini artırmak için neler yapılmalı?
Bu gerçekten zor ama önemli bir soru. Ben bir dönem POYD (Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği) başkanlığı yaptım. O süreçte üniversitelerle sıkı iş birlikleri kurarak gençleri sektöre kazandırmaya çalıştım. Ama önce Antalya’da otellerin 12 ay çalışabilmesi lazım. Sürdürülebilir istihdam olmadan gençleri tutmak zor.
Eskiden bu iş maddi olarak da daha cazipti, şimdi ise otel sayısı arttı, fiyat savaşları başladı. Gençlere bu mesleğin sadece gelir değil; bir barış, dostluk ve sevgi mesleği olduğunu anlatmamız gerek. Ve en önemlisi, bu çocuklara 12 ay boyunca ekmek verebilmemiz lazım.
2025 ve sonrası için sektörde öne çıkacak turizm trendleri neler olabilir?
Klasik deniz–kum–güneş hâlâ geçerli. SİDE bölgesinde çalışıyorum; gelen misafirlerin çoğu hâlâ bu motivasyonla geliyor. Ama yeni nesil artık tatil yaparken çalışmak da istiyor. Sosyal aktiviteler, adrenalini yüksek sporlar, yoga, tai chi gibi aktiviteler önemli hale geliyor.
Antalya tüm bunlara cevap verebilecek nadir destinasyonlardan biri. Futbolsever için futbol, golfçü için golf… Ben de golf oynayan biriyim ve İspanya gibi rakiplerimizle karşılaştırıldığında, az sayıda sahamız olsa da onlara kafa tutuyoruz. Dolayısıyla tüm bu trendler bir arada devam edecek. İnsan hayatındaki dönemlere göre farklı tercihler öne çıkıyor ama çeşitlilik hep var olacak.
Bir destinasyonu tanıtılmaya değer kılan temel unsurlar sizce nelerdir?
Doğal yapı ve çevre korunumu en başta gelir. Ardından kültürel değerlerimiz. Artık turist sadece otelde kalmak istemiyor. Dışarı çıkmak, yerel halkla temas kurmak, el sanatlarını görmek istiyor. Özellikle kadın üreticilerin desteklenmesi çok değerli. Kültürel öğeleri öne çıkarmalıyız ama hepsinden önemlisi doğayı koruyabilmeliyiz.