THOMAS BÖSL: YENİ SEYAHAT TRENDLERİ TÜRKİYE’YE ÇOK İYİ UYARLANABİLİR

Türkiye’nin 2025 yılı performansını ve 2026’ya yönelik beklentilerini değerlendiren RTK Grubu ve Quality Travel Allianz (QTA) Sözcüsü Thomas Bösl, Türkiye’nin Avrupa pazarındaki güçlü konumunu koruduğunu söyledi. Almanya, Fransa, Avusturya, Belçika, Lüksemburg ve İsviçre’de faaliyet gösteren 4.000’in üzerinde seyahat acentesini temsil eden Bösl, sürdürülebilir kalite ve doğru fiyat dengesinin Türkiye turizmi için belirleyici olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’nin hâlâ Avrupa’nın en güçlü tatil destinasyonlarından biri olduğunu vurgulayan Bösl, sektörün başarısının kaliteye yapılan yatırımlar, müşteri davranışlarının doğru okunması ve pazarlama sürekliliğine bağlı olduğunu ifade etti. “Pazarlama süreklilik ister; satış noktalarında görünürlük kritik önemdedir. Orta ve uzun vadede fiyat-performans oranı uygun olduğu sürece Türkiye güçlü kalmaya devam edecektir.” dedi.
2025: Zorlayıcı Ama Verimli Bir Yıl
2025 seyahat yılına – özellikle Türkiye açısından – dair kişisel değerlendirmeniz nedir?
2025, Türkiye için nihayetinde iyi ama kolay olmayan bir yıl oldu. İstikrarlı bir rezervasyon hacmi gördük; ancak birçok otel kategorisinde yaşanan güçlü fiyat artışları talebi bir miktar frenledi. Buna rağmen erken karar verenler iyi bir fiyat-performans dengesi yakalayabildi.
Sizce destinasyon için en büyük başarılar ve en büyük eksiklikler nerelerdeydi?
En büyük başarı, birçok otelcinin kaliteye istikrarlı şekilde yatırım yapmasıydı. Hizmet, gastronomi ve tesis yenilemeleri belirgin biçimde geliştirildi. Eksiklikleri ise fiyatlandırmadaki esneklik eksikliğinde ve müşteri davranışlarını doğru analiz edebilen seyahat acenteleriyle kurulan iletişimde görüyorum.
Artan fiyatlar talebi nasıl etkiledi, misafirleri Mısır, Tunus veya Bulgaristan gibi alternatiflere yöneltti mi?
Evet, özellikle fiyat hassasiyeti yüksek aileler kısa vadede Mısır, Tunus veya Bulgaristan’a yöneldi. Biz tur operatörleri ve seyahat acenteleri olarak fiyat tablosuna ITB öncesinde dikkat çekmiştik, ancak yüksek fiyatlı paketler beklenen ölçüde satılamadı. Birçok otel “ikinci bir 2024 yılı” umuyordu, fakat bu gerçekleşmedi. Pazarlama süreklilik ister; satış noktalarında (POS) görünürlük kritik önemdedir. Bizim, otelleri satışta görünür kılacak çok sayıda ürünümüz var. Orta ve uzun vadede ise fiyat-performans oranı uygun olduğu sürece Türkiye, Avrupa’nın en güçlü destinasyonlarından biri olmaya devam edecektir.
Uçuş kapasitesi ve bilet fiyatları ne kadar belirleyici oldu?
Çok büyük bir rol oynadı. Uçuşların yetersizliği ve yüksek fiyat artışları talebi anında frenliyor. Türkiye için güvenilir kontenjanlara ve planlama güvenliğine ihtiyacımız var.
2026: Dengeli Fiyat, Güçlü Trendler
2026 için hangi rezervasyon hacmini öngörüyorsunuz?
Genel olarak iyimseriz. 2026’nın yeniden iyi bir seyahat yılı olacağına inanıyoruz – tabii fiyatlar piyasa koşullarına uygun kalırsa. Yeni seyahat trendleri Türkiye’ye çok iyi uyarlanabilir. Otelci dostlarımız ve Turizm Bakanlığı ile birlikte ek pazarlama önlemleri planlıyoruz.
Bir fiyat düzeltmesi bekliyor musunuz?
Bekleyip göreceğiz. Ancak birçok partner otel 2026’da daha ılımlı bir ayarlama yapmaları gerektiğini anladı. Burada “fiyat indirimi”nden değil, piyasa koşullarına uygun fiyat ayarlamalarından söz ediyorum. Ayrıca erken rezervasyon kampanyalarının anlamını yitirmemesi gerekiyor. Müşteriler açıkça erken rezervasyonun avantajını görmeli. Bir otelin Ocak’ta sunduğu fiyatın Ağustos’ta daha ucuz olmaması gerekir; bu, erken rezervasyonu teşvik eden argümanlara zarar verir.
2026 için hangi trendleri öngörüyorsunuz?
Türkiye, Avrupa’da aile tatilleri için hâlâ bir cennet. Aynı zamanda giderek bir “Best Ager” (50+ kuşağı) destinasyonuna dönüşüyor. Zamanı, bütçesi ve kaliteli seyahate isteği olan bu nesil, demografik olarak turizmin yönünü belirliyor. Misafirlerimizin önemli bir kısmı artık 50 yaşın üzerinde. Bu nedenle tur operatörü partnerlerimiz ve otellerimizle birlikte yeni ürünler geliştirmeliyiz. Sektöre dışarıdan gelen dijital devlerin bu hedef grubu çekmesini de önlemeliyiz. Biz seyahat acentesi işbirliği olarak seyahat trendlerinde öncüyüz. Workation (iş + tatil) konseptleri, kış döneminde uzun süreli konaklamalar ve 50+ kuşağına özel wellness, golf, fitness ve longevity (uzun yaşam) programları Türkiye için mükemmel fırsatlar sunuyor.
QTA: Türkiye İçin Güvenilir Bir Partner
QTA, 4.000 partner acentesini Türkiye satışında nasıl destekliyor?
QTA ile Türkiye arasında 20 yılı aşkın süredir güçlü bir işbirliği var. Gelecekte seyahat acentesi çalışanlarının kaliteli otelleri gerçekten tanıması ve tavsiye etmesi daha da önemli olacak. Misafirler acenteye güvenli, profesyonel danışmanlık almak için geliyor. Bu sadece klasik deniz tatilleri için değil, diğer ürünler için de geçerli. Bunun için eğitimler, online seminerler, tanıtım gezileri (FAM-Trips) ve özel satış kampanyaları düzenliyoruz.
Türkiye QTA için stratejik olarak ne kadar önemli?
Türkiye, bizim en önemli üç destinasyonumuzdan biri. Bu nedenle Türk otelcilerle ve hizmet sağlayıcılarla yakın ağ ilişkileri kuruyoruz. Türk turizm sektörü için güvenilir ve sadık bir partner olmaya devam edeceğiz.
Lüks ve Yetişkin Oteller Öne Çıktı
2025’te hangi otel kategorileri öne çıktı?
Lüks ve yalnızca yetişkinlere yönelik oteller büyük ilgi gördü. Ancak kaliteli aile tatil köyleri de güçlü performans gösterdi. Alman pazarında görünürlük sağlayan oteller en iyi sonuçları elde etti. Bu görünürlük, seyahat acenteleriyle koordineli yürütülmeli ki etkili olsun. Seyahat acenteleri, müşteri trendlerinin adeta sismografıdır.
Sürdürülebilirlik artık ne kadar belirleyici?
Artık standart haline geldi. Giderek daha fazla misafir sürdürülebilir ve sertifikalı oteller arıyor. Burada şeffaflık ve ölçülebilir adımlar atanlar müşterilerde puan topluyor.
Dijitalleşme Seyahat Danışmanlığını Güçlendiriyor
Rezervasyon davranışları nasıl değişiyor?
Online pazar payı hâlâ yüksek, ancak pahalı ve karmaşık tatiller hâlâ seyahat acentelerinden satın alınıyor. Çok para harcayan müşteriler güvenlik, danışmanlık ve birebir muhatap istiyor. Seyahat acenteleri artık kriz yöneticisi ve kalite garantörü rolünde – bu önem daha da artacak.
Yapay zekâ bu süreçte nasıl bir rol oynuyor?
YZ’yi teklifleri daha hızlı ve hedefe yönelik hazırlamak için kullanıyoruz. Kişisel danışmanlığın yerini almıyor, onu güçlendiriyor: verileri analiz ediyor, tercihleri tanıyor, danışmanları destekliyor. Ayrıca idari işleri devralarak çalışanlara danışmanlığa daha çok zaman bırakıyor.
Şu anda sektörde en büyük zorluklar neler?
2026’ya bakarken dünya siyasi belirsizlikleri ve Avrupa’daki ekonomik zayıflık etkili olacak. Seyahat acenteleri kaliteli danışmanlığın değerini vurgulamalı. Sadece fiyat üzerinden satış yapanlar kaybeder. Destinasyonlardan ise planlama güvenliği ve sürekli iletişim bekliyoruz. Tüm sektör bir dönüşüm sürecinde.
2026’ya Girerken: Zorluklar ve Fırsatlar
Türkiye çok pahalı olursa ne olur?
Müşteriler kısa vadede alternatif destinasyonlara yönelir – bunu 2025’te gördük. Bu nedenle fiyat-performans dengesini korumak ve sürekli piyasa iletişimi yürütmek çok önemli. “All inclusive light” gibi yeni konseptler bu noktada düşünülebilir.
Alman seyahat acenteleri büyük bir dönüşümden geçiyor. Yeni pazar oyuncuları ve gelişen teknoloji rekabeti artırıyor. Personel sıkıntısı, artan fiyatlar ve zayıf ekonomi de süreci zorlaştırıyor. Bu nedenle acenteler kendi güçlü yönlerine odaklanmalı, müşterilerle iletişimi güçlendirmeli ve yeni ürün gruplarına açık olmalı. Biz seyahat acentelerini uzman satıcı olarak görüyoruz; bu nedenle derin ürün bilgisi ve otellerle yakın bağ çok önemli. Türkiye ile uzun yıllara dayanan işbirliğimiz, önümüzdeki dönemde daha da güçlenecek.
Fransa ve Benelüks Pazarında Yeni Dönem
RTK Grubu’nun Fransa’da 1.000’den fazla seyahat acentesine ortak olması Türkiye için ne ifade ediyor?
Bu adım muazzam fırsatlar doğuruyor. RTK, uzun süredir partnerimiz olan Fransız Tourcom’a ortak oldu. Bu şekilde Avrupa’daki lider konumumuzu güçlendiriyoruz. Tourcom’un 1.200 acentesi var ve yıllık cirosu 2,5 milyar Euro’nun üzerinde. Bu ortaklıkla ağımız önemli ölçüde genişliyor. Almanya, Belçika, Lüksemburg, İsviçre, Avusturya ve Romanya’daki mevcut yapılarla birlikte Avrupa’daki konumumuzu sağlamlaştırıyoruz. Türkiye açısından bu şu anlama geliyor: Türk otellerini ve partnerleri artık Fransa pazarında daha hedefli şekilde konumlandırabileceğiz. Fransa’da Türkiye zaten popülerdi – şimdi bu ilgiyi daha da artırmak istiyoruz.
“Overtourism” Avrupa turizmi için nasıl bir tehdit oluşturuyor?
Aşırı turizm, Avrupa için ciddi bir meydan okumadır. Eğer karşı adımlar atılmazsa, sektörün uzun vadeli kabulü tehlikeye girer. Sürdürülebilir turizm ancak yerel halk bu gelişimi destekler ve faydasını görürse mümkündür. Yerel kabul olmadan hiçbir destinasyon cazibesini koruyamaz.
Seyahat acenteleri bu konuda nasıl bir rol oynayabilir?
Seyahat acenteleri burada kilit bir rol oynayabilir. Nerede ve ne zaman destinasyonların baskı altında olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu bilgiyi danışmanlık sürecine dâhil ederek alternatifler, zamanlamalar ve daha az ziyaret edilen bölgeler önerebiliriz.
"Fiyat-Performans Sözünüzü Tutun"
30 yıl sonra sizi hâlâ motive eden nedir?
Bu sektöre olan tutkum ve farklı ülkelerden birçok meslektaşla kurduğum yakın dostluklar. Türkiye’de 30 yıldır tanıdığım birçok partnerim var. Türkiye’nin dünya turizminde üst düzey bir sağlayıcı haline gelişi benzersizdir. Bu yolda birlikte yürümekten gurur duyuyorum.
Türk otelcilerine 2026 için mesajınız nedir?
Uzun yıllara dayanan işbirliği için teşekkür ederim. 2026 için tavsiyem: Piyasalarda görünür kalın, kaliteye ve iletişime yatırım yapmaya devam edin ve fiyat-performans sözünüzü tutun. O zaman 2026 çok başarılı bir yıl olacaktır.